Derle-dene-me 6


 

ÇIKARLAR

Koşulsuz şartsız sevdiğin birinin, x ile arası iyi olduğunda o x ne kadar olumsuzluklar, tutarsızlıklar barındırıyor olursa olsun, zihninde makul cevaplar bularak kendini olumsuzlukları örtecek, görmeyecek, onu savunacak şekilde kandırmanın yollarını bulabilirsin. Koşulsuz şartsız sevdiğin kişinin, x ile arası bozulduğunda ise zaten x de şöyleydi, böyleydi diyerek süreci idare eder, değişime ayak uydurursun. Halbuki o x, her zaman aynı x ti. Sen görmezden geliyordun. Koşullar ve şartlar, sevdiğin kişiye karşı oluşmaya, değişmeye başladığında yada sevgin azaldığında onun da olumsuzlukları olduğunu hatta bu olumsuzlukların senin de canını yakabilecek cinsten olduğunu, sadece şu an ona yakınsın diye etkilenmediğini anlarsın. Tabi eğer anlarsan. Anladığın halde arkasından gitmeye devam ediyorsan da ortada bir çıkar ilişkisi var demektir. Mutlaka onun sana bir faydası, sağladığı bir konfor alanı vardır ki bundan mahrum kalmak istemiyorsundur... 

NEDEN BÖYLE

Etrafımız o kadar kalabalık ki kendine kaçamıyor, kendine kalamıyor insan. Kendi kendine tatile gitmek mesela, ne kadar garip geliyor bize değil mi? Peki neden böyle? Bazı öğretilenler vardır. Yardım istemek mesela, neden güçsüzlük olsun, ağlamak neden güçsüzlük olsun? Ağlıyorsun ya bir duygunu bu şekilde dışa vuruyorsun ve gözünden akan yaşlar, aslında seni rahatlatıyor da. Böylesine faydalı bir eylemi kim zayıflık olarak tanıtmış bize?

TUHAF

Halâ kitap okumanın değerlendirilmesi kalın kalın kitaplar okumaktan, çok fazla sayfa sayısına sahip kitaplar okumaktan, adet olarak çok kitap okumaktan geçmesi bizim toplumumuza has bir şey mi bilmiyorum ama çok saçma olduğunu biliyorum. Halâ olayı kavrayabilmiş değiliz. Nicelik ve nitelik ayrımımız yok... Bazen eve misafirliğe gelenler sorar bana, 200 küsur kitabın var, bunların hepsini okudun mu? Hadi canım okumamışsındır. Niye okumamışımdır yahu? Çünkü kendisi 10 yılda 1 kitap (cin ali) okuduğu için birden o kadar kitabı bir arada görünce inanamıyor... Otomatik araba kullanıyorsanız ve erkekseniz vay halinize. Vites atınca erkeksiniz, atmıyorsanız, otomatik araç kullanıyorsanız kız gibi oluyorsunuz. Günümüzde kadınların şoförlük dahil neredeyse yapmadıkları meslek kalmamışken dilimize yerleşmiş bu tarz küçük düşürücü, hor görücü söylemler kullanılmaya devam ediliyor. Bunun sebeplerinden biri, herhalde hayatta pek başarı sahibi olmayan insanların tesellileri gibi geliyor bana. Hatta gelmekle kalmıyor, emin gibiyim...

BAZEN

Aşkta gurur olmaz, bazen de olur!
Teşbihte hata olmaz, bazen de olur!
Seven gitmez, bazen de gider!
Kaçan kovalanır, bazen de kovalanmaz!
Uyuyunca geçer, bazen de geçmez!
Sabır edince düzelir, bazen de düzelmez!
Her şeyin bir sebebi vardır, bazen de yoktur!
Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır, bazen de çıkartmaz!

ECEL-HASTALIK

Eceli bu kadarmış derler ölenin arkasından. Hastalıklar ise ecele birer sebepse (böyle inanılıyor) ilerleyen bilimin bulduğu tedavi yöntemleri, ilaçlar, insanın sebeplerini yani hastalıklarını ortadan kaldırıyor, dolayısıyla ömrü uzatıyor yani ecelini erteliyor diyebilir miyiz? Diyebilirsek veya diyemezsek;
A)Kişinin eceli gelmeden de hastalanabilir, her hastalık ecele götüren hastalık/sebep olmayabilir.

B)Hastalıkların ve diğer konularda diğer bazı şeylerin birer sebep olduğu her zaman doğru bir söylem ve inanç değildir.

C)Bilim, insanın ecelini erteleyebilir.

D)Bilim insanın ecelini erteleyemez.

Hangi şıkkı işaretlersiniz? Neden?

4 Yorumlar

  1. öncelikle içi dolu bu yazınız için teşekkür ederim.

    toplum olarak inanılmaz şekilde ayrıştırılmış durumdayız. Herkes bağıra çağıra konuştuğunun farkında değil. Birbirimizi anlamak olabildiğine güç oldu...

    Ecel - Hastalık yazınızdaki şıka vereceğim cevap A

    Saygılar hocam

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Vakit ayırıp okuduğunuz için ben teşekkür ederim🙂 toplum olarak epey bir şeyi yeniden düşünmek ne yapıyoruz, nereye gidiyoruz sorularına cevap bulmak zorundayız size katılıyorum. Şıklı soruyu da cevaplamışsınız sağolun, iyi günler👋👋

      Sil
  2. Kitaplar konusunda yazdıklarınıza kesinlikle katılıyorum. Ben de sinir oluyorum böyle düşünenlere, bu tarz soru soranlara. Çok aşırı hızlı kitap okuyup sayı belirtmiyorum hiçbir zaman, bana göre bir şey değil. Okuduğum zaman anlamaya, keyif almaya bakıyorum, benim için önemli olan bu:) Bunun dışında ''bu kitabı mı okuyorsun? Bu okunur mu? Zaman kaybı.'' diyenlere de sinir oluyorum.
    Ölüme götüren hastalıklar da var, bilim sayesinde iyileşenler de var, hiç hasta olmayan biri öldüğü zaman ''eceli gelmiş'' de diyoruz. Soru zor, cevap veremiyorum, kafam karıştı. Bilimin çare olmadığı hastalıklar var hala, uzun seneler hastalıkla iç içe yaşamış biri olarak bu zamanda gördüklerim, yaşadıklarım çok farklı şeyler, anlatamıyorum da.
    Çok ama çok güzel, düşündürücü bir yazı olmuş, çok beğendim, keyifle okudum:))) Kaleminize sağlık:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ediyorum, beğenmenize sevindim. Katkınız için de teşekkür ederim😊👋👋

      Sil

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski