Hakkımda

Nietzsche, böyle buyurdu Zerdüşt kitabını herkes ve hiç kimse için yazdığını söylüyor. Ben de aynı hislerle bloğumu açıyorum. Zihnimi boşaltmak için yazdıklarımı, biriktirmekten veya çöpe atmaktansa burada okuyacak olanlarla paylaşma kararı almış olan biriyim. Söz uçar, yazı kalır demişler. O kalacak olan yazı, kitaplığın bir köşesinde kalacağına burada kalsın dedim. Burayı oluşturmama sebep olan ilk düşüncelerim bunlardı. Yazdıklarımın içinden bir cümlede olsa okuyanların hayatına dokunabilecek bir kaç satır çıkar mı ya da burada gezinen hoş vakit geçirmiş olur mu bilmiyorum. Zaten yazdıklarımın da temelde hiçbir gayesi yok. Dedim ya zihnimi boşaltıyorum. Schrödinger'in  Dolabını bilir misiniz? Siz kapağı açana kadar tabaklar hem kırıktır hem de değildir. Ben, yazarken tabakların kırılıp kırılmamasıyla yani sizinle paylaştığım yazıların, sizde oluşturacağı etkiyle ilgilenmeyeceğim. Ama ben, dolabın içini yazılarla dolduracağım. Dolabın kapağını açıp açmamak size kalmış:) Kısa bir şekilde hemen ilgi alanlarımdan da bahsedeyim. Mezun olduğum bölüm olan uluslararası ilişkiler konularının yanında sosyoloji, psikoloji ve felsefe alanlarında okumaya, dinlemeye meraklı birisiyim. Tabi bunların yanında edebiyatla da ilgileniyorum. Bazı takip ettiğim bilim dergilerini de bunların arasına ekleyebilirim. Yazılarımın içerisinde tüm bu alanlardan besleniyor olduğumu fark edebilirsiniz. Okuyanlarıma ve okuyacak olanlarıma hoş vakitler dilerim. Benimle iletişime geçmek isterseniz, iletişim sekmesinden ulaşabilirsiniz. 

Kendimden biraz daha bahsedecek olursam eğer;

Mimarıyım kendi hayatımın,

Yargıcıyım kendi vicdanımın.

Hayatımı, kâr amacı gütmeden yaşıyorum.

Etrafımın turistiyim,

Mantığımın kölesi.

Kalbimin esiriyim,

Kalemlerimin efendisi.

Kağıtların baş yazarıyım,

Masaların daimi müşterisi.

Kütüphanelerin ziyaretçisi,

Kitapların okuyucusuyum...

Ha birde;

İçimdeki çocuğu öldürmemeye çalışan, büyüdükçe kaybettiğimiz masumiyetimize üzülen ve onu muhafaza edebilmek için çabalayan...