Yeni yıl

Duvardan bir takvim daha iniyor. Temsil ettiği koca bir yıl olan, 365 gün 6 saatlik zaman dilimi dolduğu için. Yaprakların üzerinde bir iki rakamla oynama yapılmış olan yenisi asılacak yerine. O da yeni bir  koca yılı temsil edecek. Neden böyle oluyor derseniz yeni bir yıla giriyor olduğumuzu iddia etmelerinden dolayı böyle oluyor. İddianın altı bu şekilde dolduruluyor yani. Tabii bunun  başka sebepleri de yok değil ama şu an o kısmı bu yazımın konusu değil... Yarım kalan umutlar, sözde bir sonraki yeni yıla aktarılacak. Umutsuz yaşayamaz insan, bunu anlayabiliyorum. Ama yeni yıl dedikleri, güneşin her zamanki gibi doğup battığının ve tekrar yeniden doğduğunda, adına ertesi gün dediğimiz güne uyandığımız günlerin toplamından ibarettir. Onca dileğe rağmen değişen tek şeyin birkaç rakam olduğu o güne yani 1 ocağa ve onun öncesine yani 31 aralığa yükledikleri anlama bir türlü anlam veremiyorum. İnsan bu kadar kolay kandırmamalı kendini ve bu kadar kolay ikna olmamalı kendi yalanına. Mutluluğu bir güne yüklediği anlamda ve o günlerden oluşan, yeni denilen yılın içinde, her şeyin değişeceğini, kendisini çok güzel şeylerin bekleyeceğini dileyerek aramamalı. Kendini bunlara kanmayacak şekilde donatmalı. Yeni yıl diyerek coşkuyla beklediğimiz, 10 dan geriye sayarak gelişini kutladığımız o yılın sonu geldiğinde, bir önceki yıla yaptığımız gibi lanetle anmaktan kendimizi acaba hangi yeni yılın başında ve hangi eski yılın sonunda bırakacağız? Ya bizde bir sorun var ya yıllarda. Yeni kelimesinin anlamına bakıyorum. Hiç kullanılmamış olan yazıyor. Oysa biz rakamları değiştirerek kendimizi yeni bir yılın içinde kabul etsekte, doğa bize öyle olmadığını, çırpınış çığlıklarını gün geçtikçe çoğaltarak anlatıyor. Ve dünyamız, bugünün bilgisine göre dört buçuk milyar yıl  yaşında. Bunu neden söylüyorum peki? Çünkü yeni kelimesinin diğer bir anlamına baktığımda, oluşunun ya da çıkışının üzerinden çok zaman geçmemiş demek olan anlamı da mevcut. Yani içinde yaşadığımız dünyada, kendimizce bir yıl icat edip bunları eski, yeni diye adlandırsakta, asıl icat olan ve hepimizin içinde yaşamını sürdürdüğü ve şimdilik zorunda da olduğu dünyamız pek de yeni sayılmaz. Herhangi bir günde birisine bugün yeni bir gün, hadi bunu  kutlayalım desen, ne diyorsun sen ya git başımdan der. Çünkü o sıradan bir gündür, herhangi bir anlam yüklenmemiştir. Ama belirli günlerde, mesela yeni yıla girerken, yeni yılın kutlu olsun dememek garip karşılanabiliyor. Bu sefer bunu demeyi garip karşılayana garip yaklaşılıyor. İnsanoğlu anlam yükleyen bir canlı. Kendisi çalar, kendisi oynar. Kendisi kınar, kendisi över. Kendisi kural koyar, kendisi bozar. Kendisi sever, kendisi döver. Velhasıl mutlu yıllar.

                                      





4 Yorumlar

  1. Aslında hayat bi döngüden ibaret olduğu için belki de her seye bu kadar anlam yüklüyodur insanlar .Çünkü dönüp dolaşıp yine her şeyin başına geliyoruz. Doğmak bebeklik çocukluk yetişkinlik yaşlılık ve ölüm. Dogdugun andan Bebeklik ve ölüme en yakın olduğun yaşlılık dönemini düşününce bebeksin ve bakıma muhtaçsın bebekligindeki gibi cevrenden daha cok ilgi ve sevgi bekliyorsun .yaşlandığında da aynı noktaya geldik başa döndük. Normal bi güne de anlam yükler insanlar ama kendi çapında yüklediğin için belkide dalga geçilir. Dünya çapında kabul gören şeyler belki de tüm insanlık açısından aynı zaman diliminde yaşandığı için belki de anlamlıdır. ocak da herkesçe kabul gören yeni yılın başı olduğu için belki de bu kadar anlamli olabilir kim bilir .tabi insanların yüklediği anlama göre de değişir bu dediklerimiz

    YanıtlaSil
  2. Fikirlerinizi paylaştığınız için teşekkürler:)

    YanıtlaSil
  3. aramıza hoşgeldiin ilk yazın bu herhalde :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. hoş buldum:) evet ilk bununla açılışı yapayım dedim. Epeydir aklımda bir blog açmak vardı ama bir türlü açamamıştım. Hazır yeni yıla da giriyoruz madem bir yazı ile hem 2023'e hem de bloga merhaba diyim dedim:)

      Sil

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski