Yabancı

Hayatlarınıza bakıyorum da hepsi ne kadar da aynı. 

Neden birbirlerinizi takip ediyorsunuz?

Neden aynı şeylerden hoşlanıyor, aynı şekilde yaşıyorsunuz?

Konuşmalarınız, tepkileriniz, düşünceleriniz bile aynı.
Kim sizi siz olmaktan men eden?

Kim size böyle olmanız gerektiğini söyleyen?

Takip ettiğiniz yolda gerçekten ne hissettiğinizi bile bilmeden mutlu olduğunuzu sanarak yürüyorsunuz.
Yeter ki onaylanın, yeter ki aykırı görünmeyin, yeter ki sizi sevsinler; sizin kim olduğunuz, ne hissettiğiniz ne istediğiniz önemli değil sadece ve sadece tepki çekmeden, onaylanarak ilerlemeniz size yeter öyle mi?

Kendinizle baş başa kaldığınız ilk an da içinizden bir ses duyacaksınız.

Ne yaparsanız yapın bastıramayacağınız o ses, sizi rahatsız etmeye başlayacak.

Neden kendine böyle bir hayat yaşattın diye sizden hesap soracak.

Acı duyacak ve kaçmak isteyeceksiniz ondan çünkü verecek bir cevabınız olmayacak.

Etrafınızda olan o kalabalıklara yeniden sığınmak isteyeceksiniz. Bu sizi rahatlatacak. İçinizdeki sese kulaklarınızı tıkayacak. Onlar sizi istemese de siz onları isteyeceksiniz çünkü içinizdeki o sesi başka türlü bastıramayacağınızın acı farkındalığını yaşıyor olacaksınız. Hayatınız boyunca onu dinlememişsiniz. Onu tanımıyorsunuz. Onunla nasıl baş edilir bilmiyorsunuz. Ve size birilerinin bir şeyler söylemesini, sizi yönlendirmesini bekliyorsunuz. 

Fakat burada bir acıyla daha karşılaşacaksınız. Çünkü, onlar da o sese oldukça yabancılar...

8 Yorumlar

  1. yazılarınızı okuyunca hiciv üstadı nefi aklıma geliyor. bir sihamı kaza örneği de sizden beklemiyor değilim açıkcası. güzel bir değinti :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dediğiniz kişiyi biraz inceledim. Sonum ona benzemesin😀🙂 Bahsettiğiniz eser de okunur mu acaba diye bir baktım ama dili epey ağır gibi duruyor. Teşekkür ediyorum🙂👋

      Sil
  2. Mükemmel bir yazı. Abartmıyorum.

    YanıtlaSil
  3. Çok ama çok güzel bir yazı, keyifle okuyorum her yazınızı:)))
    Pek kimseye benzemem, fikirlerim genelde ayrıdır, söylediğim zaman yüzüme uzaylı gibi bakan çok kişi var. Bana saçma gelen şeyleri söylemek neden tuhaf karşılanıyor onu da bilmiyorum:)
    ''Kendinizle baş başa kaldığınız ilk an da içinizden bir ses duyacaksınız.''
    O ses kimi zaman bana iyi şeyler söylüyor, kimi zaman çok neşeli oluyor, kimiz zaman da ne dediğini bilmiyor. Bazen de ben duymak istemiyorum, korkuyorum içimdeki sesten, çünkü kendime itiraf edemediklerimi sessiz bir çığlık şeklinde dile getiriyor:)))
    Çok samimi bir yazı, kaleminize sağlık:)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim😊 muhtemelen size saçma gelenlerin tuhaf karşılanması, o şeylerin toplumun ön kabulleri, tabuları gibi şeyler olmasından kaynaklanıyor olabilir. Ne derse desin o ses ve bir dediğini bir dediği tutmasa dahi ona kulak vermeli ve tanımalıyız😊👋👋

      Sil
  4. Kalabalıklardaki yalnızlık hissinin açık tarifi. Çok iyi olmuş 🍀

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski